Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi 748. Vefat Yıl Dönümünde Saygıyla Anıyoruz

Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi 748. Vefat Yıl Dönümünde Saygıyla Anıyoruz

    ''Gel ne olursan ol yine gel'' çağrısıyla sevginin, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün sembolü olarak insanı insana öğreten Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi vefatının 748. yılında minnet, saygı ve rahmetle anıyoruz.

     

    “İnsan yaratılmışların en şereflisidir” diyerek her dilden, dinden, renkten insanı kucaklayarak sevginin, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün sembolü olan Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin vefatının üzerinden 748 yıl geçti. Batı dünyasında "Anadolulu" anlamına gelen "Rumi" olarak da bilinen Mevlana, eserleriyle insanlığa dün olduğu gibi bugün de yol göstermeyi sürdürüyor.

    6 cilt, 25.618 beyitten oluşan Mesnevi

    Asıl ismi Celaleddin Muhammed olan Mevlana, 30 Eylül 1207'de, günümüzde Afganistan'ın kuzeyindeki Belh şehrinde doğdu. Belh'ten, bazı siyasi olaylar ve Moğol istilası sebebiyle ayrıldı. Mevlana ve ailesi, Mekke, Medine, Şam, Erzincan, Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde yaşadıktan sonra Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat'ın daveti üzerine Konya’ya geldi. 1240 yılından itibaren Konya'da dini ilimleri öğretmeye başladı. Derviş Şems-i Tebrizi ile yolları 1244 yılında Konya'da kesişti. Mevlana sadece Şems ile konuşmaya başladı. Daha sonra birlikte tasavvuf hırkasını giydiler. Mevlana, Şems'in kaybolmasının ardından uzun bir süre keder yaşadı. Bundan sonraki yaşamında 26 bin beyite yaklaşan 6 ciltten oluşan Mesnevi'yi yazarak insanlığa armağan etti. Mesnevi dünya çapında milyonlarca kişiye ulaştı. Mevlana, 17 Aralık 1273'te vefat etti. Onun için ölüm, aşka ve sevgiliye kavuşmaktı. Bu yüzden öldüğü gün olan 17 Aralık, asırlardır 'düğün gecesi' anlamına gelen "Şeb-i Arus" adıyla anılıyor.